|
|
|

KUŞLARIN GÖÇ YOLLARI
Su kuşları göç ederken özel rotalar kullanırlar. Ki bunlar uçuş yolları adı verilen gökyüzündeki ana yollardır. Alttaki resimde de görüldüğü gibi, sadece Kuzey Amerika’da kuşların kullandıkları başlıca 4 tane uçuş yolu vardır. Her su kuşunun kendine ait bir rotası vardır. Farklı su kuşu grupları farklı rotaları kullanarak göç ederler. Bu kuşlar her sene ilkbaharda kuzeye, sonbaharda ise güneye uçmak için aynı yolları izlemektedirler. Burada şaşırtıcı olan bu yolların hiçbir zaman değişmemesidir. Öyle ki uçuş yollarının bir kısmı hayret verecek şekilde çok uzun zamandır -1 milyondan fazla yıldır- su kuşları tarafından kullanılmaktadır.
DALGIÇ BOOBY KUŞLARI
Deniz kuşu türlerinden biri olan yüksekten-dalan boobylerin geniş ve perdeli ayakları denizin yüzeyinde Boobyler aynı zamanda da çok iyi birer dalgıçtırlar. Gagalarıyla balık yakalamak için denize dalarlar ve çoğunlukla belli bir süre ortaya çıkmadan denizin altında kalarak çok uzun bir mesafe yüzerler.

PANDA VE SLOTHLAR
Bitkilerin, kendilerine saldıran hayvanlara karşı çok değişik savunma yöntemleri vardır. Örneğin bazı bitkiler, tembel hayvan (sloth) ve pandalar gibi yapraklarını yiyen hayvanlara bir tepki olarak çeşitli kimyasal maddeler üretirler. Kimyasal madde üreten bitkilerde özellikle yeni çıkan yaprakların tadı çok kötü olur. Taze sürgünler hayvanlar için çok cazip birer yiyecektirler. Ama bu cazibeye kapılıp da yeni çıkmış yaprakları yemeye çalışan hayvanlar için bu kötü tad oldukça caydırıcıdır Bir bitki kendi kendine hayvanların hoşuna gitmeyecek, onları caydıracak bir zehir üretebilir mi?

SEKRETER KUŞLARI
Sekreter kuşları sadece Afrika’da yaşarlar. Ağaçlarda ve çok yükseklerde yaptıkları yuvalarını yaprak, ot ve tüylerle döşerler ve bu malzemeleri her yıl yenilerler. Sekreter kuşları daha çok yılanla beslenirler ve çok ilgi çekici bir yöntemle yılan avlarlar. Bir yılanla karşılaşan sekreter kuşu gagasını kullanmadan pençeleriyle saldırır ve avını pençe vuruşlarıyla öldürmeye çalışır. Karşılaştığı yılan zehirli bir tür ise, sekreter kuşu, kanatları aracığılıyla onu kendisinden uzak tutar ve yılanın zehirini boşaltması için birkaç tüyünü yılana yutturmaya çalışır. Bunu başarırsa, yılan zehirini kuşu etkilemeyecek bir yere boşaltmış olur. Sekreter kuşu, zehirinin büyük bölümünü boşalttığı için artık eskisi kadar tehlikeli olmayan yılana pençeleriyle saldırır. Sekreter kuşunun pençelerinin yüzeyi çok az damarlı olduğu için yılan ısırsa bile, kuş zarar görmez.

OKALİPTÜS AĞAÇLARI VE KOALALAR
Gerçekten de, koalalar yaşamak için ihtiyaçları olan hemen hemen her şeyi okaliptüs yapraklarından alırlar, çünkü vücutları bu ağaçlar ile tam bir uyum içindedir. Örneğin okaliptüs yaprakları birçok memeli için zehirlidir, fakat koalalar onları rahatlıkla yiyebilirler. Çünkü yapraklardaki zehirli yağları parçalayabilecek yapıya sahip özel bir mideleri vardır. Bu yüzden bir koala her gün yaklaşık olarak 1 kg zehirli yaprağı hiçbir problem yaşamadan yiyebilir. Ayrıca koalalar ihtiyaçları olan suyun büyük bir kısmını da okaliptus yapraklarını yiyerek alırlar. Yılın belli zamanlarında okaliptüs yapraklarının üçte ikisi su taşır. Bu yüzden bir koala sadece yaprakları yiyerek, aylarca sıvı almadan yaşayabilir. Okaliptüs ağaçlarının tepeleri oldukça rüzgarlıdır. Bu yüzden koalaların sıcak kalabilmeleri için sırtlarında çok kalın bir kürkleri vardır.

TİMSAHLARIN YUVALARI
Sürüngenlerin sadece yumurtalarını bir yere bıraktığı ve yavruların kendi kendilerine kuluçkadan çıktıkları zannedilebilir. Oysa bu doğru değildir. Örneğin anne timsahlar, yumurtalarından çıkmadan önceki ve daha sonraki birkaç aylık süre boyunca yavrularına çok fazla koruma sağlarlar. Bütün timsahlar farklı türlerde yuvalar yaparlar, fakat amaçları aynıdır; yavrularını yumurtadan çıkana kadar güvenlikli bir yerde tutabilmek… Timsahlar genellikle yerde derin bir oyuk açarak yuva yaparlar. Yaklaşık 50 yumurtayı dikkatli bir şekilde iki ya da üç tabakanın üzerine yerleştirirler. Daha sonra yumurtaları sıcak tutabilmek için üzerlerini kumla örterler. Yer, çok ısınmaya başladığında dişi timsah yuvaya su sıçratmaya ya da serinliği sağlayabilmek için yuvanın üstüne çimen yerleştirmeye başlar. Ayrıca anne timsah gerektiğinde yavruların yumurtaların kabuğunu kırabilmelerine yardımcı olabilmek için dişlerini kullanır.

YAVRU TİMSAHLAR
Bazı timsah türleri yuvalarını toprağın üzerine yaparlar. Bu yuvalarda malzeme olarak kimi zaman yaprakları kimi zaman dalları, kimi zamansa çamuru kullanırlar. Bu malzemeleri topladıktan sonra anne timsah yaklaşık 2 m. genişliğinde, 1 m. yüksekliğinde bir yığının içerisine yumurtalarını yerleştirir, sonra da üzerlerini kapatır. Yapraklar ve dallar çürüdükçe yumurtaları sıcak tutabilmek için onlara yeterli ısıyı sağlar. Anne timsahlar genellikle yumurtaları koruyabilmek için yuvanın yakınında kalırlar. Annelerinin koruması altında olan yavru timsahların, burunlarının ucunda yumurtalarının kabuklarını kırabilmelerine yardımcı olacak sivri uçlu dişleri vardır. Yumurtadan çıkar çıkmaz, bu diş hemen dökülür.

UZUN KUYRUKLU KOATİLER
Alışık olmadığımız canlılardan olan ‘koati’ler, uzun kuyrukları olan rakun benzeri canlılardır. Bu akıllı hayvanlar Amerika’nın güneybatısında, Meksika’da, Orta ve Güney Amerika’da yaşamaktadırlar. Koatiler zamanlarını genellikle ağaçlarda geçirirler. Dişilerden oluşan koati grupları ağaçlarda yaptıkları yuvalarda birlikte yaşarlar ve yavrularını yetiştirebilmek için birbirlerine yardım ederler. Koatiler’de erkekler yalnız yaşarlar. İlginç bir vücut yapıları olan koatiler tırmanırken dengelerini sağlamalarına yarayan ve çubuğa benzeyen uzun kuyruklara sahiptirler. Bundan başka orman içinde hareket ederlerken birbirleriyle iletişimlerini sağlayacak yüksek perdeli sesler çıkarırlar.

BÖCEKLERİN GÜÇLÜ KANATLARI
Bütün böceklerin kanatlarında damarları vardır. Bir böcek yetişkinliğe ulaştığında kan taşımaya başlar. Fakat daha sonra damarlar sertleşir ve bu damarlar böceğin kanatlarını da bir uçurtmanın çerçevesi gibi sertleştirir. Pek çok böcek kanatlarını inanılmayacak kadar hızlı çırpar. İnsan gözünün böcek kanatlarındaki hareketin hızını takip etmesi imkansızdır. Örneğin yabanarıları, balarıları ve sinekler kanatlarını bir göz açıp kapama kadar kısa bir süre olan “bir saniye”de yaklaşık olarak 200 kere çırparlar. Sivrisineklerse bir saniyede 1000 kere kanat çırparlar. Eğer kanatlardaki bu damarlar olmasaydı böceklerin kanatları parçalara ayrılarak kopabilirdi.

MÜREKKEP BALIKLARININ KAMUFLAJI
Mürekkep balığı korkutulduğunda kollarını kullanarak tamamen kumun altına gömülene kadar vücudunun üzerine kum atar. Tehlike geçene kadar da orada kalır.

HERMİT YENGEÇLERİNİN SAVUNMA TAKTİKLERİ
Birçok okyanus yaratığı, okyanus ortamındaki ekolojik dengenin bozulmamasında ve temizliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynar. Hermit yengeçleri, deniz salatalıkları, tüylü yıldızlar, temizlikçi karidesler gibi bazı hayvanlar, denizdeki kaynakları yeniden işleyip kullanılır hale getirirler. Bu canlılardan Hermit yengeçleri, birçok yengeçten farklı özelliklere sahiptirler. Örneğin kendilerini düşmanlarından koruyabilecekleri sert kabukları yoktur. Bunun yerine boş bir deniz kabuğundan koruyucu bir örtü oluştururlar. Daha önce bir deniz salyangozunun evi olan bu kabuğun, yengece uyumlu olabilmesi için dikkatli bir şekilde seçilmesi gerekir. Yengeç büyüdükçe ihtiyaç duyduğu kabuğun boyutu da büyüyecektir. Bu yüzden yengeç kendi kabuğu büyümeden önce yeni bir kabuk arayışına başlar. Yenisini bulduğunda hızlı bir şekilde eski kabuğundan yenisine geçer. Başka hiçbir savunması olmayan bir yengecin başka bir kabuk kullanarak kendisini korumayı akletmesi imkansızdır, böyle bir şeyi yengeç başkasından da öğrenmiş olamaz.

KUŞ YUVALARI
Farklı türlerde kuşlar, farklı yuvalar kurarlar. Dokumacı kuşlar ve uzun kuyruklu baştankaralar aşağı doğru asılı duran özenle hazırlanmış yuvalara sahiplerdir. Fakat kumru-güvercinlerin yuvaları birkaç daldan oluşan bir platformdan ibarettir. Bazı türler ise yuvalarını çiçeklerle dekore ederler, yılan derisi veya yeşil yapraklar atarak süslerler. Bir kısmı da karanlık yarıklarda yuvalar kurarlar.

İSKELE KUŞLARI (YALI ÇAPKINLARI)
iskele kuşlarının farklı türlerinin, kendi avlanma biçimlerine uygun gaga yapıları vardır. En garip görünümlü türlerden biri Yeni Gine’nin kürek-gagalı iskele kuşudur. Toprağı kazarak solucanları bulabilmesi için, kazma gibi kullandığı kısa, geniş, koni şekilli gagalara sahiptir. Balık avcıları olan iskele kuşlarında ise uzun, sivri, hançer şekilli, yanlardan yassı görünümü olan gagalar vardır. Böceklerle, sürüngenlerle, yengeçlerle ve diğer avlarla beslenen türler ise genellikle geniş, yukarıdan aşağı doğru düzleşen gagalara sahiplerdir. İskele kuşları genellikle nehir kıyısındaki ağaç tüneklerinden avlanırlar. Çeşitli küçük balıkları alırlar ve onları yemek üzere tüneğine taşırlar. Birçok balığı hiç bekletmeden hemen yutarlar fakat dikenli olanları -dikenli balık (stickleback) gibileri- önce dala çarparlar. Çünkü bu balıkların bükülmeyen diken ve yüzgeçleri sadece öldüklerinde düzleşir.

KÜREKÇEKENLER
yarım kanatlılar olarak adlandırılan böceklerin denizlerde ve tatlı suda yaşayan türleri vardır. Bu böceklerin bazılarını kaplayan ince tüyler gövdelerinin çevresinde ince bir hava katmanı tutmaya yarar. Böceklerin özellikle uzun ve kıllı olan bacaklarında oluşan katman bu canlıların su yüzeyinde hızla dolaşmalarını sağlar. Yine yarım kanatlılardan olan kahverengi su akrepleri (Ranatra cinsi) kuyruklarının yakınındaki bir soluk borusunu periskop gibi kullanırlar ve bunu suyun yüzeyine çıkararak solunum yaparlar. İnce uzun gövdeleri suda sürüklenen dal parçasını andırır. Kürekçi böceklerse (Corixidae familyası) bacak çiftlerinden birini kürek olarak kullanır. Bu bacak çifti öbürlerinden daha uzun ve kıllıdır. Suyun yüzeyinden ayrılırken soluyacağı havayı kanatlarının altında taşır. Bazı kürekçi böcek türleri yarım kanatlıların en iri üyeleri arasında yer alır.

DENİZ ŞAKAYIKLARI (ANEMON)
Denizşakayıkları denizgülleri olarak da bilinir. Silindir biçimindeki gövdeleri bazı türlerde kalın ve kısa, bazılarında ise ince ve uzundur. Gövdelerinin üst ucunda bulunan ağızları, genellikle renkli çiçek yapraklarını andıran dokunaçlarla çevrilidir. Denizşakayıkları bu dokunaçlarındaki yakıcı kapsüllerle avladıkları balık ve öbür deniz hayvanlarıyla ya da mikroorganizmalarla beslenirler. Genellikle sarı, yeşil ve mavi renklere sahip olan denizşakayıkları, gövdelerinin alt ucundaki ayak diskleriyle kaya, iskele kazığı, deniz kabuğu ya da bir yengecin sırtı gibi sert yüzeylere bağlanarak yaşarlar. Genellikle de çok az hareket ederler. Fazla hareket kabiliyeti olmayan bu canlıların kendilerini korumak için özel bir savunma sistemine ihtiyaçları vardır. Çünkü denizşakayıklarının koruyucu dış iskeletleri yoktur. Bunun yerine şakayıklar gövdelerini dıştan olduğu gibi saracak boynuzsu bir madde salgılayarak, bu yapışkan maddeyle kum tanelerini ya da deniz kabuğu parçalarını birleştirerek kendilerine koruyucu bir kılıf yapabilirler.

YAVRU KOALALAR
Yavru koalalar bir aylık olduklarında sadece sütle değil aynı zamanda annelerinden aldıkları yarı sindirilmiş okaliptüs yaprağıyla da beslenirler. En ilginç olanı bu tür bir beslenmenin sadece iki-üç günde bir gerçekleşmesi ve akşam üstleri olmasıdır; diğer zamanlarda annenin sindirim sistemi normal şekilde çalışır. Yavru koalanın annesinin hazırladığı yiyeceğe ulaşması için kafasını sadece keseden çıkarması yeterli olacaktır

SU İÇMEYEN HAYVANLAR
Pek çok hayvan genellikle yemek yedikleri zaman bir şeyler içerler, fakat hiç su içmeyen birtakım hayvanlar da vardır. Bu canlılar ihtiyaçları olan suyun tamamını yiyeceklerinden alırlar. Örneğin çöl tarla kuşları, alakargalar, Avustralya’nın Aborijin dilinde “su-içmeyen” anlamına gelen koalalar bu canlılardan en bilinenleridir. Su temin etmekte zorluk çeken hayvanlar çöllerde veya ağaç tepelerinde yaşayan hayvanlardır. Bu hayvanlar su buldukları zamanlarda çok fazla miktarlarda su içerler.

|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|